Faruk Duman’ın “2014 Dünya Kitap Ödülü” ve “Necati Cumalı Edebiyat Ödülü”ne layık görülen “Köpekler İçin Gece Müziği” romanı, sert ve zorlu doğa koşullarında yaşanan olayların anlatıldığı bir eser. Yazarın her eserinde olduğu gibi doğanın kahramanlarından biri olduğu bu romanda, kent yaşamıyla doğal yaşam arasındaki farklılıklar, sağanak yağmur, sel, koygun bir orman ve doğadaki canlılar eşliğinde anlatılıyor.
Eşi Filiz’le, evinde geçirdiği kazada sakatlanan annesini ziyarete giden Tarık, sarp, engebeli yolları çok güvendiği aracıyla aşmaya çalışırken kontrolünü kaybettiği araçla uçurumdan uçmaktan son anda kurtulur .Tarık ve eşi ,uçurumun eşiğindeki araçlarında hafif yaralı halde mahsur kalırlar. Karı koca , araçlarında mahsur halde uçuruma yuvarlanmanın eşiğindeyken şiddetli bir yağmur başlar. Onları mahsur kaldıkları araçtan, atı KAHVE ve kartalı TİMSAH ile ava çıkmış olan AVCIATMACA kurtarır.
“İNSAN, NEFES ALIP VERMEYİ ÖĞRENMİŞ OLSAYDI, ÖLÜMSÜZ OLURDU. Hayatta kalmak da buna bağlıdır, hayatta ölmek de.” (s.14)
Romanda, Tarık’la Filiz’in araçlarının uçurumun kenarında kalışı, modern insanın doğayla hassas ilişkisini ve doğanın dengesini çağrıştırır. AVCI ATMACA’nın uçurumun kenarındaki Tarık ve Filiz’i kurtarırken Tarık’ın çok güvendiği aracını kendirle bir ağaca bağlayıp aracın uçuruma yuvarlanmasını engellemesi de çağrışım değeri yüksek bir metafor olarak düşünülebilir.
“Zamanı kaçırmayacaksın. İnsan kendi zamanını elinden bir kere kaçırmaya görsün, o kayıp zamanın izinde yaşamının hiç bitmeyecekmiş gibi gözünün önünden akıp gittiğini duyumsar. Bu da onu her türlü davranıştan yoksun bırakır.” (s.13)
“Zamanı, güzel, coşku verici bir dönemi, bir nesneyi-bir gülün güzelliğini-paylaşmak olanaksızdır. Kişi bu güzelliği yalnız yaşar.” (s.14)
SERİNLETMEYEN IRMAK AĞLATIR, UNUTMAYIN.” (s.46)
“Doğrusu bir ormanda, hava karardığı zaman her şey yeniden başlar. Her şey başka bir şeye dönüşür.” (s.47)
Tarık ve Filiz’in arabalarında mahsur kalmalarının ardından başlayan sağanak yağmur, roman boyunca devam edip doğanın sert koşullarını daha da sertleştirir. Sağanak yağmur dışında, AVCIATMACA’nın av köşkünün bulunduğu orman ve doğadaki pek çok canlı da romanın kahramanları olurlar. Tarık ve Filiz’in kaza sonrası AVCIATMACA’nın av köşküne sığınmalarının ardından, romana Murat adlı bir çocuk, Murat’ın babası, AKÇATOPAL adlı bir yavru köpek, sahipsiz köpekler ve AVCIATMACA’nın hizmet ettiği Haşim Bey de dahil olur.
“KÖPEKLERDEN ÖNCE SAHİPLERİNE BAKMAK LAZIM.” (s.80 )
“KORKTUĞUMUZ ŞEYE SAYGI DUYUYORUZ AMA FARKINDA DEĞİLİZ.” (s.109)
Roman boyunca yağan sağanak yağmur, doğanın gücünü ve dizginlenemezliğini hatırlatır okuyucuya. Tarık ve Filiz doğaya yabancılaşmış şehirli insanları simgelerken, Murat çocuk saflığını, AKÇATOPAL adlı köpek dostluğu ve sadakati, Kara Zühre iyiliği ve saflığı, AVCIATMACA kötülüğe hizmet eden insanı, Haşim Bey de kötülüğü simgeler.
“KÖPEKLEŞMİŞ KÖPEK İŞKENCE EDENİ SEVER.” (s.104)
Kahramanların av köşkünde ve doğada yaşadıklarına ; Tarık’ın hayata, doğaya, insana ve daha pek çok şeye ilişkin felsefi çıkarımları ; Kara Zühre’nin ve diğer roman kahramanlarının, sel sularıyla gelip yaşadıkları zorlukları aşmalarında kendilerine yardım edeceğini düşündükleri “Hızır”a ilişkin söylenceler eşlik eder. AVCIATMACA’nın başı kahve rengi olduğu için KAHVE adını alan atına da Hızır’ın atı olduğu düşüncesiyle romanda ölümsüzlük atfedilir.
Yazarın, Tarık’ın felsefi çıkarımlarını ve romandaki bazı isimleri yazarken tamamen büyük harfle kullanması, romanı okurken, “Yazar bu isimleri ve bazı cümleleri neden büyük harfle yazmış?” diye sormamıza neden oluyor. Yazarın okuyucusunu daha etkin bir okumaya sevketmek için neredeyse tüm eserlerinde sergilediği biçim ve içeriğe ilişkin deneysel tutumunu bu eserinde de görüyoruz.Yazar, bu sayede, okurunu daha aktif , sorgulayıcı kılıyor ve okura daha zengin bir okuma olanağı sunuyor. Romanı okurken, doğanın gücünü ve insanın zalimliğini iliklerimizde hissediyoruz.
“Ama yok, artık sana kızmıyorum; bizim memlekette hırsızları severler. Zorbayı, hırsızı, dolandırıcıyı, zalimi, gözü dönmüş cahili al, başının üstüne koy…” (s.123 )
Faruk Duman’ın insana ve doğaya ilişkin pek çok meseleyi çarpıcı kurgusuyla, romanda bolca yer alan metafor ve imgelerle ustaca irdelediği bu güzel romanı okumanızı tavsiye ederim.
Faruk Duman, Köpekler İçin Gece Müziği, Can Sanat Yayınları, İstanbul, 2014