Neval El Seddavi, Mısırlı feminist bir yazar. “Sıfır Noktasındaki Kadın”, İdam Mahkûmu Firdevs’in biyografik romanı. Yazar, romanının ön sözünde eserini yaşanmış bir olaydan yola çıkarak yazdığını belirtiyor. Eserinde gerçekleri roman kurgusu içerisinde anlatan yazar; Firdevs özelinde, erkek egemen topluma, erkeklerin, feodalizmin, kapitalizmin yarattığı insanlık dışı ortama ayna tutuyor.
Neval El Seddavi, kadın mahkumların yaşadıkları psikolojik sorunlar üzerine yaptığı bir araştırma için Kanatır Cezaevi’ne gittiğinde, hapishane doktoru, işlediği cinayet nedeniyle idam edilecek Firdevs adlı mahkûmdan söz eder yazara. Yazar, Firdevs’ le görüşmek ister. Neval El Seddavi, görüşme talebini önce reddedip sonra kabul eden Firdevs’le hücresinde görüşür.
“…Firdevs, umarsızca en karanlık sona doğru çekilmiş bir kadının öyküsüdür. Bütün zavallılığına ve umarsızlığına karşın bu kadın, benim gibi yaşamının son anlarına tanık olan herkese, yaşama, sevme ve kendilerini gerçek özgürlük haklarından mahrum bırakan bütün güçlere karşı direnip bu güçleri yenme isteği vermiştir.” (s.9)
Yazar, cinayetten mahkûm, idamla yargılanan bir “fahişe ” olarak görülen Firdevs’i dinler ve Firdevs’in yaşadıklarını öğrenir. Firdevs’i dinleyen yazarla birlikte, feodal sistemin iki yüzlülüklerine, sistemin Firdevs’e ve tüm kadınlara yaşattığı insanlık dışı hayatlara, kapitalizmin her şeyi alınır satılır hale getirmesine şahit oluruz.
Ailesiyle normal bir hayat sürerken saygın bir alim ve şeyh olan amcasının taciziyle başlayıp bir pezevengi öldürmesine kadar geçen sürede Firdevs’in yaşadıkları, feodal zihniyetin kadınlara bakışını olanca gerçekliğiyle yansıtır.
Kadınların toplumda var olabilmek için ödedikleri ağır bedeller; toplumun, özelde erkeklerin, kadınların yaşamlarını nasıl zorlaştırdıkları, kadınların cinselliklerini nasıl sömürdükleri, romanda Firdevs’in dilinden anlatılıyor. Firdevs, anlattıklarıyla tüm kadınların geçmişten bu güne yaşadıkları sorunları dile getirip tüm kadınlara tercüman oluyor. Bu yönüyle, evrensel kadın hakları manifestosuna dönüşen roman, feodalizmin kalıntılarını ve kapitalizmin kadın bedenini de metalaştıran çarpıklığını erkeklerin ve sistemin yüzüne bir tokat gibi çarpıyor.
“…Bütün bu hükümdarların erkek olduğunu keşfettim. Ortak yanları hırslı ve çarpık bir kişilik, paraya, cinselliğe ve sınırsız güce karşı doymak bilmez bir iştahtı. Dünyaya kötülük tohumlarını eken, halklarını talan eden erkeklerdi bunlar; kaim sesli, ikna yeteneğine sahip, tatlı sözler seçip söyleyen, zehirli oklar atan erkeklerdi. Gerçek yüzleri, ancak ölümlerinden sonra ortaya çıkıyordu. Böylece tarihin aptalca bir inatçılıkla kendini tekrarladığını keşfettim…” (s.37)
“… Ben bir insanı öldürdüğüm zaman, onu bıçakla değil, gerçekle öldürdüm. Bu yüzden korkuyorlar; beni yok etmek için bu yüzden acele ediyorlar. Bıçaktan korkmazlar. Onları korkutan gerçeğimdir. Bu korkutucu gerçek bana büyük bir güç veriyor. Beni ölümden, yaşamdan, açlıktan, çıplaklıktan ya da yılgınlıktan koruyor. Beni hükümdarlarla polisin zalimliğinden koruyan da bu korkutucu gerçektir. Yalan sözlerine, yalancı yüzlerine, yalancı gazetelerine rahatlıkla tükürebiliyorum…” (s.105)
Firdevs’in yaşadıkları üzerinden, kadının babası, amcası, sevgilisi, patronu, toplumdaki erkekler, devlet ve bilinçsiz kadınlar tarafından kadınlara yaşatılan acılar anlatılıyor bu romanda. Firdevs’ in adının yerine herhangi bir kadın adı konulabilir ve Firdevs’ in yaşadıkları, her kadının yaşadığı sorunlarla kesişebilir, benzeşebilir.
“Dünyanın yalan dolu olmasının bedelini, Firdevs canıyla ödemek zorunda kalmıştı. Gözlerim yere çakılı, küçük arabama bindim. Arabada kendimden, yaşamımdan, yalanlarımdan, korkularımdan utandım. Sokaklar gezinen insanlarla, vitrinlere asılmış gazetelerle, bas bas bağıran manşetlerle doluydu. Nereye gitsem her adımda yalanlan görüyor, çevrede gezinen ikiyüzlülüğü izliyordum. Dünyayı ezip geçmek, bu yalanları silmek istercesine var gücümle gaza bastım. Ama bir an sonra ayağımı hemen çekip frene asıldım ve arabayı durdurdum.
O anda Firdevs’in benden çok daha cesur olduğunu kavradım.”(s.110)
Neval El Seddavi’nin erkek egemen bir dünyada ve feodal-kapitalist sistemde kadınların yaşadıkları sorunları, mağduriyetleri, ikiyüzlülükleri, kadın olmanın zorluklarını Firdevs’in yaşamından yola çıkarak tüm gerçekliğiyle anlattığı bu biyografik romanı okumanızı tavsiye ederim.
Neval El Seddavi, Sıfır Noktasındaki Kadın, Çev: Selma Demiröz, Metis Yayınları, 2017, İstanbul
https://www.youtube.com/watch?v=S7nTKLlymAI&t=60s
Güzel bir yazı okudum, kalemine sağlık değerli hocam.