Ambrose Bierce’in “Karanlığın Kahkahası” adlı eseri; roman ve öykü yazarı, seksenli yılların sevilen dizilerinden Süper Baba’nın senaristi Sulhi Dölek’in çevirisiyle dilimize kazandırılmış 245 öykücükten oluşuyor. Eserdeki metinlerin çoğu çok uzun olmasa da okuyucuyu üzerinde düşünmeye, metni irdelemeye sevk ediyor.
Kitaba yazdığı önsöze,” 150 Yaşında Bir Genç: Ambrose Bierce” başlığını koymuş Sulhi Dölek. Kitaptaki öyküleri okuduktan sonra Çevirmen, Yazar Sulhi Dölek’in önsöze böyle bir başlık koymasının çok yerinde olduğunu düşündüm zira Ambrose Bierce’in yıllar önce eleştirdiği düzen, kurumlar, bürokrasi ,insan tipleri ve anlayışlar, o günden bu güne pek değişmediği için yazarın eseri güncelliğini fazlasıyla koruyor. Dölek, Esere yazdığı önsözde, sınırları pek belirgin olmasa da Bierce’ in yazdıklarının kara gülmece olarak değerlendirilebileceğini ifade ediyor. Conrad Knickerbocker de Ambrose Bierce için, “Acılı bir kahkaha çıkartıncaya dek düzenin kolunu kıvıranlardan biri de o.” diyerek Sulhi Dölek’in görüşüne destek veriyor.
Bierce’ in yazdıkları; Varoluşçu, Gerçeküstücü, Dadacı, Nihilist anlayışların hem hepsi hem de hiçbiri olduğu için, bir sınır çizemiyor Sulhi Dölek.
Asit gibi keskin yergi anlayışı, yazara “Acı Bierce” sanını kazandırmış. Kitaptaki öyküleri okuyunca yazarın bu sanı fazlasıyla hak ettiğini anlıyorsunuz.
Kitap: Sıradışı Öyküler, Temize Çekilmiş Ezop Öyküleri, Eski Testerelere Yeni Dişler başlıklı üç bölümden oluşuyor. Yazarın kitabındaki özgün fabllar, La Fontaine’ in fabllarındaki çocuksu masumluğu barındırmıyor. Kitabının son bölümünde yer alan, Ezop’ tan alıp düzelttiği hatta yeniden kurgulayıp oldukça farklı biçimde yeniden yazdığı öyküler, bilge bir kişinin alışılmış değer yargılarını yerle bir eden ve tabuları yıkan metinleri olarak çıkıyor karşımıza.
Ambrose Bierce, Ohio’da çok çocuklu ve yoksul bir çiftçi ailesinin en küçük çocuğu olarak doğuyor. Aşırı dinci bir ortamda on beş yıl yaşadıktan sonra evini terk ediyor.1861’de Kuzey ordusuna katılıp savaşın sonuna kadar görev yapıyor. Ordudan binbaşı rütbesiyle ayrıldıktan sonra San Francisco’da bir gazetenin editörlüğünü üstleniyor. Daha sonraki yaşamı hep yazmakla geçiyor.1913’te açıklamadığı bir amaçla Meksika’ya gidiyor ve 1916’da gerçekleşen ölümüne kadar yazardan tek bir haber alınamıyor.
Sulhi Dölek, Türkçe’ye “Karanlığın Kahkahası” adıyla çevirdiği Ambrose Bierce’in “Fantastic Fables” adlı eseri hakkında bilgi veriyor esere yazdığı önsözde:
“İlk kez 1898’de kitaplaşan bu 245 öykücük (fabl? fabula? kıssa?) neredeyse tüm evrensel kurumları, tüm değer yargılarını sorguluyor; başta Amerikan toplumu olmak üzere, neredeyse bütün insanlığa dil çıkartıyor.(Eleştirilerin büyük çoğunluğunun güncelliğini koruduğunu görse, acaba kuşkuculuğunda ne kadar haklı olduğunu mu söylerdi kendine Bierce?)Yoldan çıkmış politikacılar, paraya tapan işadamları, yargılarına güvenilmeyecek yargıçlar, şarlatan doktorlar, dinsiz din adamları, sorumsuz kamu görevlileri ve daha nice tanıdık yüz; günümüzün herhangi bir toplumundan çıkmışçasına boy gösteriyor bu öykücüklerde. Kimi zaman kendi kimlikleriyle, kimi zaman hayvan kisvesi altında, kimi zaman da soyut nesnelere dönüşerek kendi gülünçlüklerini ve tutarsızlıklarını sergiliyorlar.”(s.12)
Dölek, eserle ilgili aşırı açıklama yapıp eseri dipnotlara boğmamak için, eserdeki öykülerde anlamı etkilemeyecek, kitabın yazarının da hoş göreceğini düşündüğü ölçüde teknik bazı değişiklikler yapmış.
Sulhi Dölek, okurdan çaba isteyen bu kısa metinleri büsbütün güçleştirmekten de okurun zekasını hafife alıp kolaylaştırıp basitleştirmekten de kaçınmış. Dölek, öykülerin bazılarında kimi cümleleri parçalamış, kimi öykülerin yapısını da yeniden kurmuş. Sulhi Dölek, özgün basımdaki öykücüklerden ses benzerlikleri ve kelime oyunlarına dayalı olan, Hristiyanlıkla ilgili çok gölgede kalmış bazı ayrıntıları bilmeyi gerektiren “otuz beş” kadarını kitaba almamış. Ama bu haliyle de oldukça hacimli ve okuması gerçekten ciddi çaba isteyen bir eser çıkmış ortaya. Bana kalırsa Sulhi Dölek çok zor bir işin altından kalkmış ve çok başarılı bir çeviriye imza atmış.
Eserdeki öyküler, Kafka, Oscar Wilde, Çehov, Gogol, Ferit Edgü gibi yazarların yazım tarzlarını andıran ama hepsinin toplamı ve bu öykücülerin öncülü diyebileceğim özgün bir tarzı yansıtıyor.
Ambrose Bierce’ in eserindeki bütün öyküler; oldukça özgün, güzel ve orijinal ama içlerinden birkaçını yazarın bu eserini ve diğer eserlerini okumak isteyeceklere fikir vermesi açısından paylaşıyorum.
(I)
SIRADIŞI ÖYKÜLER
YOL İŞÇİSİ
“Yazar, balyozla parke taşlarını yerine oturtmaya çalışan işçiyi gördü. Yanına gidip, “Yorgun görünüyorsun dostum, “dedi. ‘Bilmelisin ki hırs, yıpratıcı bir patrondur.’
‘Ben Bay Jones’ un hesabına çalışıyorum efendim,’ yanıtını verdi İşçi.
‘Neşelen biraz, dedi Yazar. ‘Şöhret en umulmadık zamanlarda çalar kapıyı. Bugün yoksul, umutsuz, kimsenin tanımadığı bir adam olabilirsin. Ama yarın bir de bakarsın, bütün dünya senin adınla çınlıyor.’
‘Benden ne istiyorsun birader? ‘diye söylendi beriki. ‘Dürüst bir yol işçisinin, çok bilmişler gelip tepesinde hırstan ve şöhret umutlarından dem vurmadan işini rahatça yapıp hayatını kazanmaya hakkı yok mu?’
Yazar taşı gediğine koydu:
‘Peki ya yazarlar?.. Onların da buna hakları yok mu?’ “(s.41)
II
TEMİZE ÇEKİLMİŞ EZOP ÖYKÜLERİ
ADAM VE KÖPEK
“Köpek tarafından ısırılan bir Adam’a, bir parça ekmeği yaradan akan kana batırıp köpeğe verirse yaranın iyileşeceğini söylediler. O da bu öğüdü tuttu.
Ama köpek ekmeği yemedi. “Olmaz, “dedi. “Bunu kabul edersem, seni çıkarım için ısırdığımı sanırlar.”
‘İyi de, beni niye ısırdın?’ diye sordu Adam.
‘Sadece evrenin yüce düzenine uyum sağlamak istedim, ‘diye karşılık verdi köpek.’ Ben bir Doğa çocuğuyum.’ “(s.112)
III
ESKİ TESTERELERE YENİ DİŞLER
EŞEK VE AĞUSTOS BÖCEKLERİ
“Bir Devlet Adamı, işçilerin çalışırken şarkı söylediklerini duydu. Mutlu olmayı kendisi de pek istediği için, onları böylesine mutlu eden şeyin ne olduğunu sordu.
“Dürüstlük,” diye karşılık verdi işçiler.
O zaman Devlet Adamı da dürüst olmak isteğine kapıldı. istediğini bir türlü elde edemeyince, üzüntüsünden öldü.”(s.132)
Eseri dilimize çeviren, “7 Kasım 2005 “ tarihinde kaybettiğimiz Yazar Sulhi Dölek’i saygıyla anarak Ambrose Bierce’ in özgün, akıl dolu, her biri birbirinden farklı ve güzel öykülerinden oluşan bu güzel eserini okumanızı tavsiye ederim.
Ambrose Bierce, Karanlığın Kahkahası, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Mayıs, 1999,İstanbul.