“Kişisel Bir Sorun” adlı eser, 1994 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülen Japon yazar Kenzaburo Oe’nin yaşamından yoğun izler taşıyan otobiyografik bir roman. Yazar, bu eserini, oğlu Hikari, 1963 yılında zihinsel ve fiziksel engelli olarak doğduktan bir yıl sonra yazmış. Kenzaburo Oe’nin oğlu Hikari ölüm riski de bulunan bir operasyon geçirmiş ve bu tehlikeli operasyonun ardından ömür boyu sürecek olan zihinsel engelle hayatına devam etmiş. Yazar, içinde bulunduğu durumu kabullenmek için Hiroşima’ya gitmiş. Hiroşima’dan döndüğünde “Hiroşima’dan Notlar” adlı kitabını yayımlamış. Bu yolculuktan dönünce de oğlunu eserlerinin odak noktasına dönüştürmüş.
Kenzaburo Oe, ”Kişisel Bir Sorun “ adlı eserinde, modern yaşamın insanlar üzerindeki etkilerini ve insanların modern yaşamla birlikte yaşadıkları varoluş problemlerini, “Bird “ lakaplı kahramanının ve romanın diğer kahramanlarının hayalleri, yaşamdan beklentileri, gerçekler karşısındaki tutum ve davranışları üzerinden ifade ediyor.
Roman, genel olarak Bird’in beyin fıtığıyla doğan bebeğinin doğumundan sonra, bu gerçekle ve kendisiyle yüzleşme mücadelesini anlatsa da romandaki kahramanların hemen hepsi yaşadıkları hayata ilişkin sancı ve sıkıntılarıyla, gerçeklerle yüzleşmekten kaçınma çabalarıyla Bird’e eşlik ediyorlar. Bird, bir yandan yaşadığı sorunlara çözümler ararken bir yandan da kendini bulma çabasını sürdürür. Bird’in yaşadıkları karşısındaki tutumuyla yaşamın gerçekleri bir türlü örtüşmez ve roman boyunca sürekli bir ters mıknatıs hali içinde yaşamını sürdürmek zorunda kalır Bird.
Bird, Afrika’ya gitme hayalleri kuran, en büyük hayali Afrika’dan dönüşünde “Afrika’da Gökyüzü” başlıklı bir hatırat yazıp yayımlatmak olan, eşinin doğum yapmasını bekleyen bir yabancı dil öğretmenidir. Bird, evliliği kafese girmek olarak gören biridir. Çocuğunun doğmasının ardından, yaşamının daha da sınırlanacağını ve Afrika seyahati hayalinin daha da zorlaşacağını düşünür.
Bird, yirmi beş yaşında evlendikten sonra, dört hafta boyunca, evinin gündüzleri de karanlık hale getirdiği salonunda viski içip plak dinler, lisansüstü öğrencisi olduğu halde derslerini ve yarı zamanlı çalıştığı işini boşlar.
“Dört hafta sonra, yedi yüz saat süren derin ve bulanık sarhoşluktan kurtulmuş, savaşla harap olmuş bir şehir haline geldiğinin farkına varmıştı. Ufacık bir kurtuluş ışığından başka bir şey görmediği iradesizliğin esiri olmuş iç dünyası kadar, onu çevreleyen dünyayı da yeniden öğrenmek zorunda kalmıştı.”(s.16)
“Bird “ lisansüstü eğitim programından ayrılır ve kayınpederinin kendisi için bir dershanede iş bulmasını ister. Viski içmek ve müzik dinlemekle geçirdiği dört haftanın üzerinden iki yıl geçmesinin ardından, karısının doğumuna hazırlanır. Bu arada neden dört hafta boyunca içtiğini sorgular, kendisini dört hafta boyunca içki içmeye yönelten varoluşsal problemlerini, içindeki huzursuzluğu hala anlamlandıramadığını fark eder.
Bird, evinin yatak odasında, uykusunda kabuslar görürken gelen telefonla uyanır. Telefondaki erkek sesi, acilen hastaneye gelmesini ve yeni doğan bebeğinde bir anormallik olduğunu ifade eder.
“Savaş alanında yaralanan Apollinaire gibi sarmalamışlar başını oğlumun, diye aklından geçirdi Bird.Benim bilmediğim karanlık bir cephede yalnız başına savaşırken yaralandı oğlum ve Apollinaire gibi başı sargılar içerisinde, sese dönüşmeyen çığlıklar atıyor.” (s.44)
Bird özelinde, bir engelli bebeğin babasının yaşadığı çelişkiler yanında, engelli bireylerin yaşam hakları, tıp etiği, doktorların hastalarının yaşama haklarını savunmalarının gerekliliği gibi konular da romanda irdelenen konular arasında.
Bird, çocuğunun yaşadığı rahatsızlıktan ötürü fazla yaşayamayacağı düşüncesiyle çocuğunun durumunu ve içinde bulunduğu durumu ifade etmek üzere özel bir üniversitenin İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde öğretim görevlisi olan kayınpederinin yanına gider. Kayınpederine çocuğunun durumunu ifade eden Bird, yanından ayrılırken, kayınpederi kendisine bir şişe viski verir. Bird, kendisine verilen viskiyi içmek için uygun bir yer ararken aklına üniversiteden sınıf arkadaşı Himiko gelir.
Himiko, üniversiteden mezun olmadan önce yüksek lisans öğrencilerinden biriyle evlenir, evlenmelerinden bir süre sonra kocası intihar eder. Kayınpederi Himiko’nun eşiyle kaldığı evi Himiko’ya verir ve her ay yaşamasına yetecek kadar parayı da vermeye devam eder. Himiko, gündüzlerini mistik meditasyonlarla geçirip akşam olunca spor arabasıyla şehirde dolaşmaktadır. Bird , Himiko’nun eşinin ölümünden sonra ,Himiko hakkında, sapkın, cinsel maceraperestlerden olduğuna dair tamamen yalan dedikodular da duymuştur. Üniversite yıllarında, ikisi de sarhoşken Himiko’yla bir kez yatmıştır ve daha sonra aynı şeyi tekrarlamamışlardır. Bird, bir taksiye binip Himiko’nun evine gider.
Himiko’yu evinde bulan Bird, eve girip Himko’yla sohbet eder ve Himiko’ya çocuğunun doğarken öldüğünü, yanında getirdiği viskiyi kendisiyle içmek istediğini ifade eder.
Himiko da eşinin ölümünden ötürü gerçeklerden kaçıp zihninde kurduğu dünyaya sığınmış biridir. Zihninde geliştirdiği çok boyutlu uzay düşüncesiyle, yaşamını sürdürmektedir.
“Kocam intihar ettiğinde de ona benzer bir şekilde uzayın hücre bölünmesini yaşadım..Şu an burada bulunan ben, kocamın öldüğü uzayda kaldım ama kocamın intihar etmeksizin yaşamını sürdürdüğü diğer uzayda, başka bir Himiko yaşamaya devam ediyor.Bir insanın gencecik yaşta ölerek arkasında bıraktığı uzay ile ölümden kurtularak yaşamını sürdürdüğü uzay şeklinde ,bizi çevreleyen uzaylar çoğalıp gidiyor.İşte benim söylediğim çok boyutlu uzayın anlamı bu.” (s.72)
Bird ve Himiko birlikte viski içip Bird’in çocuğuna , geçmiş günlere ilişkin sohbet ederler. Himiko’nun evinde kalıp epeyce içen Bird, ertesi gün, akşamdan kalma bir halde çalıştığı dershanedeki dersine gider. Bird, akşamdan kalma vaziyette derse girmeye hazırlanırken Slav Dilleri Araştırmaları Topluluğu’nda yardımlarını gördüğü bir arkadaşı kendisine telefonla ulaşmaya çalıştığını, ulaşamadığı için dershaneye geldiğini belirterek Bird’e Delçev olayından söz eder. Delçev, Slav Dilleri Araştırmaları Topluluğu’nun hocalığını yapan, Balkan Yarımadası’ndaki küçük bir sosyalist ülkenin elçilik görevlisidir. Delçev, bir haftadır, Slav Dilleri Araştırmaları Topluluğu’nun aylık toplantıları sonrasında gidilen meyhanede çalışan bir kızın dairesinde kızla birlikte kalıp elçiliğe gitmemektedir. Elçilik olayı kendi içinde çözüp Delçev’i geri getirmek ister. Yeni açılan elçiliğin elemanları yetersiz olduğundan, elçilik Delçev’i Slav Dilleri Araştırmaları Topluluğu’ndan bir kişinin aramasını istemektedir. Delçev’le arası en iyi olan kişi Bird olduğundan, topluluktaki arkadaşları Delçev’i Bird’in bulmasını istemektedir. Bird, çocuğuyla ilgili sorunlarla ilgilenip bu meseleye kafa yorarken, sonraki süreçte Delçev’i bulup elçiliğe gitmesi için ikna etme sorumluluğunu da üstlenir. Bird, kendisiyle Delçev meselesi için görüşmeye gelen arkadaşıyla görüştükten sonra derse girer. Ders anlatırken akşamdan kalmalığının etkisiyle sınıfta kusar. Bu durumdan rahatsız olan bir öğrenci Bird’ü dershane müdürüne şikayet eder. Bird, bir yandan riske giren işinin sıkıntısını yaşarken bir yandan da beyin fıtığı sorunuyla doğan çocuğunun ölüm haberini bekler. Bu arada kimi zaman kendi başına kimi zaman Nimiko ile birlikte, çocuğunun ölümünü ve yaşama olasılığını sorgular. İçten içe beyin fıtığı problemiyle doğan çocuğunun ölmesini isteyen Bird, bu isteğinin kendisinde yarattığı suçluluk psikolojisiyle baş etmeye çalışır. Çocuğunun yaşaması durumunda hayatının oldukça zorlaşacağını düşünen Bird, çocuğunun bir an önce ölmesi için, çocuğun ölmesi durumunda otopsi yapmayı planlayan takma gözlü jinekologla anlaşıp çocuğuna süt yerine şekerli su verilmesini sağlar.
Bird Himko’nun evinde kalırken, kendisiyle cinsel ilişki yaşamak istemeyen Himiko’yla zorla birlikte olmayı aklından geçirir ama bu düşüncesini hayata geçirmez. Yaşadığı kaygı ve sıkıntıları cinsellikle ve alkolle aşmaya çalışan Bird, daha büyük sıkıntılar yaşamaya başlar.
Çocuğu olduktan sonra, doğum yapan eşini görmeye giden Bird, takma gözlü jinekoloğun, hastanede, eşine çocuklarının beyin fıtığı rahatsızlığı olduğunu belirtmek yerine çocuklarının iç organlarından birinin sorunlu olduğu yalanının söylediğini öğrenir. Bird’in eşine doktorun söylediği bu yalan, süt yerine şekerli suyla beslenen ve ölmesi beklenen bebeğin ölmesi durumunda başka bir yalan söylemeye ihtiyaç duymamaları içindir.
Bird’in halini gören karısı, Bird’in iki yıl önce kendilerine yaşattığı sıkıntıları tekrar yaşamak istemediğinden, Bird’i uyarır:
“Gerçekten, kendinde olmanı istiyorum Bird. Benim için çok önemli bir anda senin alkolik olacağın ya da tuhaf bir rüyanın peşine takılarak gerçek bir kuş gibi uçup gideceğin endişesine kapılıyorum arada sırada.”(s.144)
Bird’le eşinin birbirlerine ne kadar yabancı ve uzak olduklarını, eşinin Bird’e söyledikleriden anlarız.
“ ‘Bird, aslında sen zayıf birini, o kişinin en önemli anında yalnız bırakabilecek insanlardansın. Sen Kikuhiko adlı arkadaşını da öyle yalnız bırakmamış mıydın?’ diyen karısı, Bird’in tepkisini önemsiyormuş gibi, yorgun ama delici bakışlarla yüklü gözlerini iyice açtı.”(s.146)
“Eğer sen, bebeğin ölmesine göz yumarsan, sanırım senden boşanırım Bird. ”(s.148)
Bird eşine bebeğin ölmeyeceğini belirtir. Bird’in eşi çocuklarına Kukihiko ismini vermek istese de Bird içten içe çocuğunun ölmesini istediğinden, öleceğini düşündüğünden ona bir isim verme gereği bile duymaz. Bu düşüncelerini ifade ettiği bebek yoğun bakım doktoru Bird’e tokat gibi bir cevap verir.
“Sen neden kendi çocuğunun ölümü için sabırsızlanıyorsun? Bu hastaneye yatış ücreti devede kulak kalır. Sağlık sigortan var değil mi? Her neyse, bebek biraz güçsüzleşti ama yaşamaya devam ediyor. Gerçek bir baba gibi davranmayı bir an önce öğren.” (s.151)
Roman boyunca, engelli doğan bebeğinin yaşayıp yaşamaması konusunda Bird’ün gelgitlerine şahit oluruz. Romanın kahramanlarının bir kısmı, Bird’e sorumluluklarını ve Bird’ün gerçeklerden kaçmak yerine bebeğini sahiplenmesi gerektiğini hatırlatırlar.
Sınıfta ders anlatırken kusmasının ve akşamdan kalma olduğunun bir öğrenci tarafından anlaşılmasının ardından dershane müdürüne şikayet edilen Bird, müdürle görüşür ve derse akşamdan kalma bir halde girdiğini , derste bu nedenle kustuğunu kabul eder .kısa bir süre daha çalıştıktan sonra dershaneden ayrılmayı kabul eder.
Romanın bu bölümünde Bird büyük bir kırılma yaşar ve geçmişten bu güne hayatının sorumluluğunu almaktan kaçmaya bir son verir ve kendi gerçekliğiyle yüzleşir.
Himiko’nun evine dönen Bird, Himiko’yu evde üniversitedeki sınıf arkadaşlarından bir kadınla aynı yatakta bulur. Kadın bir televizyonda yönetmendir ve Himiko, Bird’in içinde bulunduğu durumu arkadaşına anlatmıştır. Bird’in içinde bulunduğu durumla ilgili edilen sohbette , Bird yönetmen kadın ve Himiko tarafından gerçeklerden kaçtığı yönünde acımasızca eleştirilir. Himiko Bird’in durumuyla ilgili düşüncelerini dile getirir. Himiko’nun,”Kendini kandırma zehrini bir kez tadan insanlar,bir daha kendilerini asla kurtaramazlar Bird.” (s.166) cümlesi Himiko ve arkadaşının düşüncelerini özetler nitelikte bir ifadedir.
Roman boyunca, Bird özelinde irdelenen gerçekler ve gerçeklerden kaçma meselesi romanın temel sorunsalıdır. Romanda, yaşadıkları hayatla uyum sorunu yaşayan bütün kahramanalar (Himiko, yönetmen kadın, Delçev, Kikuhiko…) Bird’e gerçeklerle yüzleşmesini öğütlerler ama kendileri bir şekilde gerçeklerden kaçıp kendi yanılsama gerçeklikleriyle yaşamaya çalışmaktadırlar. Bird, romanda bu durumu kendince şu şekilde ifade eder:
“Şu an ben zırhını yeni değiştirmiş yumuşak bir yengeç gibi, sefil tiplerin her türlü saldırısı karşısında teslim oluyorum. En rezil koşullardayım.” (s.169)
Bird Himiko’nun evinde zaman geçirirken, Himiko, televizyondaki haber programında, Kruşçev’in şimdiye kadarki hidrojen bombasıyla karşılaştırılamayacak ölçüde nükleer bomba denemeleri başlattığının dile getirildiğini belirtir Bird’e. Bird bu tip konulara ilgili olsa da bebeğinin durumundan kaynaklı, başka gündemlerle ilgilenemediğini ifade eder. Himiko’yla bebeği hakkında konuşurken Bird düşüncelerini dile getirir.
“Haklısın. Bu benim kişiselliğimle sınırlı, kişisel bir sorun, ”dedi Bird. Kişisel sorunlar arasında, tek başına o sorunun mağarasında ilerledikçe, sonunda insanların tümünü ilgilendiren, geniş bir çıkışa ulaşıldığı da olur. Öyle sorunlar da yok mudur? O durumda bunalmış haldeki kişi, o bunalımın meyvesini almış olur. Karanlık mağarada acı anlar yaşayan, ama yeryüzüne çıkmayı başardığı anda torba dolusu altın elde etmeyi başaran Tom Sawyer gibi! ancak, benim şu anki kişisel sorunumdaki acıyı yaşama rolü, diğer tüm insanlardan soyutlanmış halde. Kendime ait dikine bir çukuru , çaresizce kazmaya devam etmekten başka bir şey yapmıyorum. Aynı şekilde karanlık çukur içerisinde sıkıntılı terler döküyor bile olsam, benim kişisel sorunumdan hiçbir insansı anlam çıkmaz. yalnızlık ve utanç içerisinde kazılan iğrenç bir çukur . benim Tom Sawyer’ım o derin çukurun içerisinde aklını yitirebilir.”(s.175)
Bird, Slav Dilleri Araştırmaları Topluluğu’ndaki kişiler arasında Delçev’le arası en iyi kişi olduğundan, Delçev ’i Japon sevgilisiyle kaldığı evde bulup ona ülkesinin büyükelçilik görevlilerinin elçilikteki görevine geri dönmesini istediklerini söyler. Delçev Bird’in söylediklerini dinledikten sonra elçilikteki görevine geri dönmeyi düşünmediğini belirtir.Delçev, Bird’e bebeğinin doğup doğmadığını sorar. Bird bebeğinin anormal doğduğunu ve ölümünü beklediğini ifade eder. Delçev de Bird’in çevresindeki insanlar gibi Bird’in bebeğine ilişkin tutumunu eleştirir ve Kafka’nın babasına yazdığı bir mektuptaki cümleleriyle açıklar Bird’in bebeğiyle ilgili tutumunu yanlış bulduğunu.
“Kafka babasına yazdığı bir mektupta şöyle der:’ Çocuklar için ana babanın yapması gereken tek şey onları bağrına basmaktır. Sen Çocuğunu bağrına basmak yerine, reddetmiş olmuyor musun?Babasın diye başka bir canlının yaşamını reddetme egoizmine hakkın var mı?’ ” (s.186)
Bird, Delçev’le görüşüp büyükelçilik görevlilerinin mesajını Delçev’e ilettikten sonra, Delçev, Bird’e kendi ülkesinin dilini İngilizce açıklayan küçük bir sözlük verir. Bird, Delçev’den sözlüğün ilk sayfasını imzalamasını ister. Delçev, sözlüğün ilk sayfasına Balkan Yarımadası’ndaki ülkesinin diliyle umut yazıp hemen altını imzalar. Romanın ilerleyen sayfalarında Delçev’in görevinden alınıp ülkesine geri gönderildiğini öğreniriz.
Delçev de Bird gibi romanda kurulu düzene karşı gelmeye çalışan, yüreğinin sesini dinleyerek büyükelçilikteki görevini bırakıp her türlü resmiyete ve zorunluluğa karşı çıkıp sevgilisiyle yaşamakta direten bir anti kahramandır.
Bird, Himiko’nun evinde kalmaya devam ederken, bir pazar günü uyandığında Himiko Bird’e kayınpederinin de evde olduğunu belirtir. Bird, önce bu duruma şaşırır ve bu durumu garipser. Daha sonra, Himiko, Bird ve Himiko’nun kayınpederi, Himiko’nun evinin salonunda Bird’in Afrika’yı gezme planları ve Afrika üzerine konuşurlar. Himiko’nun kayınpederi, Himiko’ya, evini ve evin arsasını satıp Bird’le birlikte Bird’in Afrika gezisi planını gerçekleştirmesini önerir. Bird bu öneriye hem şaşırır hem de içten içe sevinir.
“Eğer Himiko’nun kayınpederi bana ölen kocasının hayalinden Himiko’yu kurtarmak gibi ahlaklı bir amaç için Afrika gezisini kabul etmemi söylese, üzerine kaynar su boşaltılmış hazır çorba tozu gibi erir giderdim herhalde.Sonra da çarçabuk o kendimi aldatma gezisine çıkıveririm. “ (s.189)
Himiko’nun evinde içki içip Himiko’yla sevişerek zaman geçiren Bird, gelen telefonu açar ve bebeğiyle ilgilenen doktorun asistanı, başhekim yardımcısının bebeğinin sağlık durumu hakkındaki son gelişmeleri aktarmak için kendisini hastaneye çağırdığını ifade eder.
Bird, hastaneye Himiko’yla gider ve başhekim yardımcısının odasına girer. Odaya girince bebeğiyle ilgilenen doktorlarla karşılaşır. Başhekim, bebeğin gücünün yerine gelmesi halinde beynindeki fıtığı gidermek amacıyla bebeği ameliyat edebileceğini belirtir. Bird, içten içe çocuğunun ölmesini istediği için; başhekimle görüşerek çocuğunu ameliyat ettirmek istemediğini, çocuğunu hastaneden alacağını belirtir. Bird, götürebileceği bir yer olmadığı halde bebeği hastaneden götürmeye karar verir. Hastaneden çıkınca Himiko’nun hastane önündeki arabasına biner ve durumu Himiko’ya anlatır. Himiko, Bird’e bebeğinden kurtulmak istiyorsa, bebeği tanıdığı bir jinekoloğa bırakabileceklerini ve ardından Bird’le Afrika gezisine çıkabileceklerini belirtir.
“Afrika bir gerçeklik olarak gözlerinin önündeydi, ama Bird’ün hayalinde ancak çorak, tutku uyandırmayan bir afrika canlanıyordu.İçindeki Afrika’nın ışıltılarını yitirmesi, ilk gençlik yıllarından beri ilk kez oluyordu. Boz Sahra Çölü’nde yalnız başına duran özgür bir adam… Doğu 140 derece boylamındaki yusufçuk şekilli adadan bebeğini öldürerek kaçmış, Afrika’nın her yerinde düğmeli yaban domuzu aramış, ama tek bir tarla faresi bulamamış, Sahra çölüne boş boş bakan bir adam.” (s.202)
Himiko, Bird’in bebeğinin durumundan ötürü Afrika’ya gitme tutkusunun azaldığını görünce, ona Afrika gezisine birlikte gidip gitmeyeceklerini sorar ve Bird’e karamsarlığa kapılmamasını öğütler. Himiko, Bird’e aralarındaki ilişkinin başta cinsel amaçlı olduğunu ama Afrika haritasıyla birbirlerine bağlandıklarını ve aralarında bir tutku oluştuğunu ifade eder.
Bird, Himiko’nun daha önce hem kürtaj yaptırdığı hem ilişki yaşadığı jinekoloğa teslim etmek için bebeğini hastaneden almaya gittiğinde, sekreter taburcu işlemlerini yapabilmek için Bird’e bebeğin adını sorar. Bir’ün bebeğinin bir adı yoktur. Bird engelli bebeğini sahiplenmekten ve bebeğinin yaşaması için yapması gerekenleri yapmaktan o kadar uzaktır ki bebeğine bir isim bile vermez.
“O canavara bir insan adı…Olasılıkla o tip o andan itibaren daha fazla insan kokmaya başlar. İnsana benzerliğini daha güçlü vurgulamaya başlar. Adı olmadan ölmesiyle, bir adının olarak ölmesi, varlığının benim içimdeki anlamını çok değiştirir.” (s.207)
Bird, Bebeğini hastaneden alıp Himiko’nun spor arabasına binerek, , bebekten kurtulmalarına yardımcı olacak jinekoloğun hastanesine gitmek için Himiko’yla yola çıkar. Bird ve Himiko jinekoloğun muayenehanesini bulamazlar. Muayenehaneyi bulmak için araçla gezinirlerken aynı yerden birkaç kere geçmeleri dikkatini çeken bir polis tarafından durdurulurlar ve araçları kontrol edilir. Himiko ve Bird’ün, bebeği hastaneye götürdüklerini belirtmeleri üzerine polis onlara hastanenin yolunu tarif edip yardımcı olur.Bird ve Himiko bebeği doktora teslim edip daha önce Himiko’nun bahsettiği Kikuhiko adlı gay bara giderler.
Kikuhiko, Bird’in eski arkadaşlarından biridir.Bird aradan yedi yıl geçtikten sonra Kikuhiko ile yeniden karşılaşmıştır. Bird taşra şehrinde serserilik ederken, yanında dolaşan kendisinden yaşça genç arkadaşı Kikuhiko ile komşu şehre gidip ruh hastalıkları hastanesinden kaçan ve yaşadığımız dünyayı cehennem köpekleri iblis zanneden bir akıl hastasını bulma işini üstlenir. Kikuhiko, akıl hastasını bulma işini savsaklar. Bird bu işe kızıp Kikuhiko’ya CIA’de çalışan eşcinsel bir Amerikalının sevgilisi olduğunu bildiğini söyler ve ayrılırlar. Bird, akıl hastasını taşra şehrinin merkezindeki eski kaledeki bir ağaca kendini asmış halde bulabilmiştir. Bu deneyim, Bird için bir dönüm noktası olmuş, cesedin taşındığı arabanın şoför yanındaki koltuğuna oturduğunda planladığı gibi, çocuksu yaşantısını bırakıp Tokyodaki bir üniversiteye girmiştir.
Roman, bir yandan Bird’ün bebeğinin yaşam mücadelesinin yarattığı gerilim ile ilerlerken bir yandan da Bird’ün geçirdiği değişime şahit oluruz. Bird, geçmiş yaşamı ve içinde bulunduğu durumlarla giriştiği hesaplaşma ile kendini küllerinden yeniden yaratma çabası içine girer.
Kikuhiko’nun kendi adını verdiği gay barında Himiko, Kukihiko ve Bird sohbet edip geçmişi irdelerler. Kikuhiko, Bird’le yedi sene önce ruh hastalıkları hastanesinden kaçan akıl hastasını ararken Bird’i neden yarı yolda bıraktığını açıklar. Bird, günün ilk viskisini bir dikişte içer ve kusar. Ardından, kendisiyle yüzleşmeye ve yaptıklarını sorgulamaya başlar.
“ ‘Ben o bebek kılığındaki canavardan, utanç dolu bir sürü şey yaparak, neyi korumaya çalışıyordum acaba?Acaba hangi kendimi korumaktı amacım?’ Sonra aniden afallayıverdi.Yanıt sıfırdı.” (s.226)
Bird bebeği üniversite hastanesine götürüp ameliyat ettirmeye karar verir.
“Canavar bebekten kaçmak yerine, tam karşıdan yüzleşmenin iki yolu var.Kendi ellerinle boğarak öldürmek ya da kabullenip büyütmek.Başka yol yok.Baştan beri biliyordum, ama bunu kabullenecek cesaretim yoktu.” (s.227)
Himiko, Bird’i bu fikrinden vazgeçirip ikna etmeye çalışır. Bird Himiko’nun açıklamalarına ve kendisini ikna etme çabalarına rağmen kararından vazgeçmez. Bardan çıkıp bir taksiye biner. Romanın bu bölümünde olay akışı yazar tarafından kesintiye uğratılır ve olaylar Bird’in bebeğinin ameliyatı sonrası taburcu olduğu andan devam eder. Uzun süren bir ameliyattan sonra bebeğin kafasının ardındaki, Bu arada, doktorlarca bebeğin kafasının ardındaki mersin eskort yumrunun beyin fıtığı değil tenis topu büyüklüğünde iki yumru olduğu farkedilmiştir, yumru alınır.
Bird ve profesör, ameliyattan sonra, Bird’in bu süreçle iyi mücadele ettiğine ilişkin sohbet edeler.
“ …
‘Sen bu felaketle çok iyi mücadele ettin,’ dedi profesör.
Hayır, hayır. Birçok kez kaçmaya kalkıştım.her an kaçmaya hazırdım, dedi Bird.Sonra elinde olmadan içindeki öfkeyi bastırırmış gibi bir sesle,”Fakat bu gerçek yaşamda yaşamak, konan kurallara uyarak yaşamakmış gibi dayatılıyor.Kendini aldatma tuzaklarına düşmeye hazır bile esenyurt eskort olsanız, bir an geliyor reddediyorsunuz,” dedi.
‘Öyle olmasa da gerçek yaşamı yaşayabilmek mümkün Bird.Bir kendini aldatmadan diğerine, kurbağa gibi sıçraya sıçraya, ölene kadar devam eden insanlar da oluyor,’ dedi profesör.” (s.230)
Bird, profesörle sohbet etmeye devam eder ve bebeği normal bir çocuk olarak da büyüse IQ’su çok düşük bir çocuk olarak da büyüse çocuğunun geleceği için çalışacağını, bundan sonraki hayatında Japonya’da gelen yabancılara rehberlik etmek niyetinde olduğunu ifade eder.
Hayata ve insanların yaşama hakkına ilişkin pek çok meselenin, yerelden evrensele insanın varoluşsal problemleri temelinde irdelendiği roman, şu cümlelerle son bulur:
“…
Sen değiştin, dedi profesör, biraz sevgi tonu yüklü sesiyle, tam bir akraba gibi.”Artık bu çocuksu Bird lakabı sana yakışmıyor.
Bird ,bebeği aralarına alarak onlara yetişmeye çalışan kadınları bekleyip, karısının kolları arasında koruduğu oğlunun yüzüne baktı.Bebeğin gözlerine kendi yüzünün yansımasını istemişti.Bebeğin göz aynaları koyu gri renkleri üzerinde Bird’ü yansıttılar, ama öylesine avcılar eskort minnacıktı ki.Bird yeni yüzünün nasıl olduğunu göremedi.Eve döner dönmez yapacağı ilk iş, aynada kendine bakmak olacaktı.Ondan sonra ise, ülkesine gönderilen Deçev’in iç kapağına “umut” sözcüğünü yazdığı Balkan Yarımada’sının o küçük ülkesinin sözlüğüne “sabır” sözcüğüne bakacaktı.” (s.232)
Kenzaburo Oe, Kişisel Bir Sorun, Can Yayınları, 2018, İstanbul