Kemal Tahir’in “Kurt Kanunu” adlı romanı, çok netameli ve bıçak sırtı bir konuyu romanına taşıyabilmesi ve meselenin siyasi ve insani boyutlarını ustalıkla ele alması bakımından yazarın usta işi romanlarından biri olarak değerlendirilebilir.
Kemal Tahir, romanını yazdığı konuyu resmi ideolojinin ve topluma sunulan resmi tarihin dışında, çok yönlü, Marksist anlayışla ele almasıyla bilinen bir yazar. Kemal Tahir, 1969 yılında ilk basımı yapılan “Kurt Kanunu” adlı bu eserinde de geçmişte çok ses getirmiş, Mustafa Kemal’e karşı planlanan ” İzmir suikast girişimi” ni ustalıkla ele almış.
Kemal Tahir, romanında bir yandan eski İttihatçıların Gazi Paşa eleştirilerini kendi ağızlarından anlatırken ” Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’ nın kapatılması, İstiklal Mahkemeleri, Takrir-i Sükûn Yasası, Gazi Paşa’nın “diktatörlüğe” özenmesi… bir yandan da Kara Kemal Bey’in, “Nam-ı diğer “Küçük Efendi; Büyük Efendi Talat Paşadır.” ağzıyla, eski İttihatçıların eleştirilerini aktarıyor ve “Kurtlukta düşeni yemek kanundur.” sözünü bizzat yaşayan, kıstırılan, birbirleriyle hesaplaşan gerçek kişileri anlatıyor.
Roman, ”Kanlı Tuzak”, ”Sürek Avı” ”İnsanlık Sorunu” başlıklı üç bölümden oluşuyor. Her bölümde kahramanlar değişmekte veya bunlara yenileri eklenmekte ve olaylar bu değişen kahramanların diliyle anlatılıyor. Romanda özellikle üç kahraman dikkati çekiyor.
Romanda Birinci bölüm Abdülkerim Bey ile başlıyor. Abdülkerim Bey İttihat ve Terakki’nin ünlü fedaisi, Abdülhamit döneminde yüksek görevlerde bulunmuş, gözü yükseklerde olan, zeki aynı zamanda da çapkın bir kişi olarak karşımıza çıkıyor.
İkinci bölümde ise karşımıza Kara Kemal ittihatçılar arasında bilinen adıyla Küçük Efendi çıkıyor . Kara Kemal Bey de İttihat ve Terakki içerisinde bulunmuş, Abdülhamit döneminde İaşe Nazırlığı yapmış, daha sonra İttihatçılıktan vazgeçip ticaretle uğraşmaya başlamış ve bunun sonucunda bir banka, beş şirket sahibi olan; zeki, düşünceli, ölçülü, ileriyi görebilen bir kahraman.
Üçüncü bölümde ise bu kahramanlara Emin Bey de katılıyor . Emin Bey, Kara Kemal ile çocukluk arkadaşı. O da diğerleri gibi İttihat ve Terakki’de görevlerde bulunmuş daha sonra felsefi olarak tarafsızlığı seçmiş yine tarafsız olmak için bu suikast olayına karışmış bir kahraman.
İttihat ve Terakki içinden yetişmiş bir grup, Mustafa Kemal’i ortadan kaldırıp ülkenin geleceğine hakim olmak için bir suikast planlarlar. Abdülkerim Bey suikastı planlayan İttihatçı arkadaşları Lazistan mebusu Ziya Hurşit Bey’le onun adamları olan Laz İsmail ve Gürcü Yusuf’u, 1926 yılının Temmuz ayında İstanbul’dan İzmir’e yolcu eder. Birkaç gün sonra gazeteler, suikastın ortaya çıkarıldığını, suçluların yakalandığını, azmettiricilerin ise aranmakta olduğunu bildirir. Abdülkerim, eski İttihat ve Terakki komitacılarından olan arkadaşı Kara Kemal’i Cerrahpaşa’daki evinde bulur; Kara Kemal’in suikast planından haberi yoktur ama Abdülkerim, bu işi kendisinden bileceklerini söyleyerek onu kaçmaya razı eder. İkili uzun süre kaçak yaşamak zorunda olduklarından çeşitli mekânlarda saklanırlar. En son Belgrat ormanlarındaki bir çiftlikte gizlenirler. Abdülkerim, kendilerini tanıyan köylü Sarı Çavuş’la Toptancı Şaban’ın, onları yakalamak için jandarmalarla çiftliği basacaklarını öğrenir. Baskıncılara pusu kuran kaçaklar,
Şaban’ı vurup kaçarlar ve yolda ayrılırlar. Kara Kemal, çocukluk arkadaşı Emin Bey’in İstanbul’da Aksaray’daki evine bitkin hâlde gelir; Emin Bey’in kız kardeşi Perihan’ın izni ile bu eve sığınır. Burada hem İstiklal Mahkemesi’nce idama mahkûm olduğunu hem de yakalanacağını anlayan Kara Kemal’i, eski yol arkadaşı Emin Bey’i ve Kara Kemal gibi kaçak durumda olan Abdülkerim Bey’i acaba nasıl bir son beklemektedir?
Kemal Tahir ‘in bu güzel romanını okumanızı tavsiye ediyorum.