“Yaşadınız Öldünüz Bir Anlamı Olmalı Bunun”, Selim İleri’nin Ahmet Hamdi Tanpınar’ı pek çok yönüyle irdelediği ve kimi zaman yazarla çok yoğun özdeşleştiği bir eser. İleri, bu eserle Ahmet Hamdi Tanpınar’a sevgisini ve hayranlığını dile getirmiş. Selim İleri, Ahmet Hamdi Tanpınar’ı o kadar içselleştirmiş ki kimi zaman yazarı acımasızca eleştirirken kimi zaman da yazarın başına gelenlerden derin üzüntü duyuyor.
Eserde, ülkemizdeki pek çok yazar gibi, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın da ölümünün insanlar tarafından pek önemsenmemesini ele almış Selim İleri. Tanzimat Edebiyatı’nı başlatan kişi olan Şinasi’nin mezarının üzerine bina inşa edilmiş olması, insanımızın edebiyatçılarına ne kadar sahip çıktığının en bariz örneği olarak orta yerde dururken bu duruma pek şaşırdığımı söyleyemem. Zamanında kıymeti bilinmemiş, anlaşılamamış çok yazarımız var ne yazık ki.
İleri, Tanpınar’ın meselelere ve farklı sanat disiplinlerine bütüncül bakışını ve bütüncül yaklaşımını da dillendirmiş eserinde. Tanpınar’daki Proust etkisi çok bariz görülüyor zamanı bir bütün olarak ele alışında, süreklilik arayışında. Süreklilik Tanpınar’ın olmazsa olmazı.
Selim İleri, Ahmet Hamdi’nin “Emirgan’da Akşam Saati” öyküsünün kahramanlarından Madam Domna’yı ve sevgilisini sığ şekilde ele alışına içerliyor. Yazarın sevdiği bir yazara duyarsızlığı nedeniyle sitemi. Selim İleri, sevdiği yazarları içselleştiren biri. Selim İleri’nin yazarlar için kurduğu, “O insanların çektikleri?” cümlesi de çok insancıl bir soru.
Yazarların politik nedenlerle ve daha da acısı ekonomik nedenlerle savrulmaları ve iktidarlara yaranmaya çalışmaları cidden acı bir durum. Eserde, Tanpınar’ın savruluşlarını da irdeliyor Selim İleri.
“…Böyle bir pansiyonda kalıp kalmadığınızı kestiremiyorum. Öğrensem ne değişecek? Yazı ancak kendi gerçekliğiyle alımlanabilir. Yaşamın gerçekliğine ihtiyaç duymaz.” (s.42 )
“Ya da, yalnızlığınıza yeni oyalantıydı hep rüya yazmak.
Rüya yazarak başkası oluyordunuz.
Başkasının hayatını yaşamak istediniz.
İkimiz de başkasının, olmayan kişinin, olmadığımız, rüyamızdaki kişinin hayatını yaşamak istedik.
Boyuna göz bağları yansımalar ardındaydınız.” (s.62)
“…Her şey unutuluyor. İnsan çehresinin ıstırabı ve bir de güzellik unutulmuyor…” (s.222)
Selim İleri’nin Tanpınar’ı kendisine yakın bulmasının en önemli nedenlerinden biri yukarıdaki ifadeler.
Eseri okurken, Selim İleri’nin “Huzur” romanındaki Adile Hanım’ı irdeleyişinden çok dikkatli bir okur olduğunu anladım. Ayrıntıları ve çelişkileri kaçırmıyor Selim ileri. Yine, Selim İleri’nin Ahmet Hamdi’nin Nuran’ın giydiği beyaz keten elbiseyi Yaz Yağmurları’ ndaki kahramanına da giydirmiş olduğu ayrıntısını kaçırmaması da oldukça etkileyici. Selim İleri çok dikkatli bir okur , yazar ;sevdiği yazarları oldukça içselleştiren biri. Sevmediği yanlarını konduramıyor Ahmet Hamdi’ ye.
“…Yalanın birini bırakıp birine sarılarak, yalanlarımızla herkes gibi olmak, büyük rolümüz! Her dönemeçte, her kıstırılmışlıkta. Suskunluklarımızda sözüm ona pek içtenlikli…” (s.88)
“.. Biz hayatı olmayanlar, kendisi olamamışlar hep kıskanırız. Yirmi dokuzunda önüne geçmek olanaksızdır…” (s.84)
“Biz
Zaman sinekleri,
Tozlu camlarında günlerin sessiz kanat çırpanlar…” (s.47)
“…’Acı’ Woolf’taydı. ’Acı’yı yansıtanlar meydan okuyor zamana…” (s.120)
Tanpınar’ın yaşadığı dönemde yazarlar birbirlerini acımasızca eleştiriyorlar. Reşat Nuri’ye genç kız romancısı denmesinin çok sert bir eleştiri olduğunu düşündüm. Bunun yanında yazarların başka yazarlardan esinlenmeleri, etkilenmeleri edebiyatın doğasında var. Bunun neden yadırgandığını da anlamadım. Bizim yazarlarımızın çoğu Fransız yazarlardan, şairlerden etkilenmişlerdir.
“…Ölüler diriler; bugün de herkes birbirinin arkasından konuşuyor…” (s.111)
Selim İleri’nin roman olarak adlandırdığı, anlatı özellikleri de gösteren eserde dönemin önemli isimlerinden Adalet Cimcoz, Peyami Safa, Çolpan İlhan ve Reşat Nuri gibi pek çok tanıdık isme rast geliyorsunuz. Bahsi geçen bu insanların Ahmet Hamdi Tanpınar’la kesiştikleri ve ayrıştıkları noktalara, Selim İleri’nin içten anlatımıyla eşlik ediyorsunuz.
“Yaşlanıyordunuz: Tek bir Tanpınar yoktu, kaç kimliğe, kaç kişiliğe bürünmüştünüz! Göz kapaklarınız kurşun gibi ağır, kendinizden saklanıyordunuz.”
“Bu romanı hayatla öldürülenlere yazdım.
Bu romanı, burada yazdıklarımı yalnız onların okuyacaklarını biliyorum.”
Ahmet Hamdi Tanpınar’ı pek çok yönüyle tanımak için Selim İleri’nin bu güzel eserini okumanızı tavsiye ederim.
Selim İleri, Yaşadınız Öldünüz Bir Anlamı Olmalı Bunun, Everest Yayınları, 1. Basım, İstanbul, 2020.