Ömür İklim Demir’in Haldun Taner Öykü Ödülü’ne, Ankara Üniversitesi Öykü Ödülü’ne ve Notre-Dame De Sion Liseliler Edebiyat Ödülü’ne layık görülen Muhtelif Evhamlar Kitabı’ndaki öyküler, zengin içerikli ve ince ince kurgulanmış. Öykülerdeki kahramanların hepsi birbirinden canlı ve gerçekçi çizilmiş.
Ömür İklim Demir, hayattaki ayrıntıları çok güzel görüp ifade eden bir yazar. İnsanların yaşadıkları travmaları ve psikolojik gelgitleri öykülerinde başarıyla yansıtmış. Erkek kahramanları anlatırken daha başarılı olduğunu düşünsem de öykülerdeki her kahramanın ele alınışında ince bir işçiliğin olduğu çok belli.
Seksenlerin ruhunu ve zihniyetini öykülerinde ustaca yansıtmış Ömür İklim Demir.Yazarın hassasiyeti, muhalif duruşu, bilinci, detaycılığı öykülerde çok net bir şekilde görülüyor. Öykülerdeki kahramanların dilleri ve meselelere yaklaşımları anlatılan öykülerle oldukça uyumlu ve doğal. Kitabı okurken öykülerde anlatılanları yaşadım.
“İçler Dışlar Çarpımı” seksenlerin ruhunu her anlamda başarıyla yansıtan bir öykü. Yazar, dönemin psikolojisini çok iyi yansıtmış . Öykü, Onat Kutlar’ın The Marmara Oteli’ndeki patlamada ölmesi olayını anımsattı bana.
“Velhasıl hayat beklemiyor, beklemek gibi bir derdi de yok. Biz onu anlayana kadar gelip geçecek.” (s.12)
“İçler Dışlar Çarpımı” nın kahramanıyla “Vasati 40 Yaş” öyküsünün kahramanı taban tabana zıt iki karakter. Öykülerde bu zıtlık da iyi verilmiş. Ama iki kahraman da sistemden mustarip. Bu yönleriyle kahramanlar birbirlerine yaklaşıyorlar.
“…Umut bu, alır alır gerçeğin ötesine götürür, yol kenarına atar adamı…” (s.27)
“…Herkes o kadar birbirinin aynısı ki, gelenler gidenleri gidenler gelenleri aratmıyor. Galiba bu yüzden, kalabalığın yalnızlıktan bir farkı yok…” (s.28)
“…Yani yalnızlık denen nane, öyle şarkılarda anlatıldığı gibi insanın üstüne gece vakti çökmüyor. Tam tersine gece vakti seyreliyor yalnızlık, hazmı kolaylaşıyor…” (s.28)
“Ve her şey dönüştü işte,
Kahverengi bir çarşambadan
Sapsarı bir cumartesiye.”
Edip Cansever
“Birçok insan, mutlu olduğunu bilmediği için mutsuzdur.”
Dostoyevski
“Birçok şeyler gibi insanlar da kuyuya benzer. İçlerinde boğulabiliriz.”
Ahmet Hamdi Tanpınar
Yazar kara mizahı ve ironiyi de başarıyla kullanıyor öykülerinde:
“…lüks kuruyemişin arasına karışmış fındık taklidi yapan leblebi…”
(Vasati 40 Yaş)
Kitapta en sevdiğim öykülerden biri ” Sonsuz Rasim Abi’ler Diyarı” . Başarılı bir sistem eleştirisi ve sistem dışı bakış.Yazar, olsa ne olur olmasa ne oluru yaşatıyor okuyucuya ve kapitalist sistemin yaldızlı yüzünü kazıyor.Öykünün kahramanlarından Levent’i, aşama aşama, varlık ve yoklukla sınıyor. Neyzen Tevfik ise öyküye en çok yakışan isim
.
“…Ne diyeyim, huzur tuhaf şey arkadaş, ancak kaybedecek bir şeyin kalmadığında gelip seni buluyor…” (s.39)
Rasim Abi’nin en sevdiğim tespiti buydu öyküde.Şarapçılar düşünülenin aksine çok nahif ve genelde bilgili, kültürlü, düzene yenik düşmüş insanlar oluyorlar.
“…Sokak adamı insan sarrafı falan yapmaz, anca üşütür…”(s.40)
“Halimiz itten beter, keyfimiz paşada yok.derler ya; aynen öyleydik.” (s.41)
“…İşte Rasim Abi böyle öldü. Ölürken de o pis sokak bilgesi numaralarından birini çekti: Koca şehirde hiç yer yokmuş gibi, gitti plazaların arasında, hastanelerin önünde geberdi…”(s.42)
“…Öyle güzeldi ki bizim dostluğumuz, içinden ölüm bile geçemedi…” (s.42)
“…Sanırım bu nedenle rüyalarımda çocukluğumu görmüyorum. Bir rüyanın rüyası kolay kolay görülmüyor…” (s.44)
“Medeniyet dediğin kibrit çakmayı bile unutturur adama.” (s.46)
“Ah bırak güneş vursun yüzüme,
ve yıldızlar süslesin düşlerimi.
Zamanın ve uzayın yolcusuyum ben,
geldiği yere dönmeye çalışan
Kashmir-Ledd Zeppelin
“Simli ojeler sürdüm yalnızlıktan sıkıldığımdan.
Müsveddesi gibi şimdi tırnaklarım,
Yıldızlı bir gecenin.”
Didem Madak
“Kartela”, insanların önyargıları ve sınıf farkının insanların zihninde yarattığı algı farklılıklarını gözler önüne seren bir öykü. Öyküde, Jülide’yi Ceren’e getiren yaşlı, pejmürde adamın hassasiyeti ve nahifliği de ayrı güzel. Yazar,”Hiçbir şey göründüğü ve düşünüldüğü gibi değil.”mesajını çok iyi iletmiş öyküsünde.”Kartela” öyküsünde, bir kedinin kahraman olması da çok yaratıcı.
“Saraylı’nın Üç Ölümü” novella olabilecek bir öykü. Okurken bu öykü “Polisiye roman olur mu?” diye de geçirdim aklımdan.Yazarın bazı öyküleri, novella olabilecek nitelikte. “Bir insan üç kere ölür mü?” sorusunun cevabını “Saraylı’nın Üç Ölümü” öyküsüyle aldım. Öyküde grotesk bir hava da var.
Muhtelif Evhamlar Kitabı’ndaki öyküler, Ömür İklim Demir’in normal hayatında da detaycı biri olduğunu düşündürtüyor.. Bu kadar detayı, öykülerinde ustalıkla kullanabilmek, dikkatli birinin başarabileceği bir iş.
“İki Oda Bir Salon Yarım Hayat ” da dramatik bir öykü. Mahallelerindeki Ayşen adlı kıza aşık olan kahraman anlatıcının platonik aşkını ve aşkı nedeniyle başına gelen kötü kazanın hikâyesini kahramanın anlatımıyla okuyoruz.
“…İkindi vakitleri balkonda çamaşır asıyordu Ayşen.Bazı günler mandalın teki elinden kayıp aşağı düşüyordu; İşte o bazı günlerde gidip onunla konuşacak oluyordum, gidip konuşacaktım. Elbet o çamaşırlar tekrar kirlenecek, tekrar asılacak ve o tahta mandallar Ayşen’in ince parmaklarından tekrar aşağı düşecekti. Biliyordum. Birgün mutlaka, yerçekimine yenik düşmüş o mandalla cesaretim aynı düzlemde buluşacaktı…” (s.76)
“Uzun Uzun Çalan Ziller ve Bir Mutfak Kapısı Hakkında” adlı öyküyü okurken öykünün otobiyografik öğeler barındırdığını düşündüm. Yaşananların bir köpeğin ve bir işçinin gözünden aktarılması ve iki mağdurun aynı noktada buluşmaları oldukça nahif bir yaklaşım. Yine, mal sahiplerinin acımasızlıkları da başarıyla işlenmiş öyküde.Zaten yazarın sistem karşıtı, muhalif duruşu her öyküde kendini belli ediyor.
“Sessizliği Öldüren Tuzluk ” adlı öyküde, yazar, öykünün çarpıcı sonuyla bizi iki kere yerle bir ediyor. “Sessizliği Öldüren Tuzluk” çok etkileyici ve sarsıcı bir öykü.
“Derin bir nefes aldı Selim, bardağın dibindeki soğuk çayı tepesine dikti ve aslında ölümden değil de yaşamdan korktuğunu ilk o zaman anladı…”(s.97)
“Biliyorsun, bizim her türlü yalnızlığımız
Yeni bir dil olacak yarın.”
Edip Cansever
Ömür iklim Demir, Edip Cansever’in mısralarında da ifade ettiği her türlü yalnızlığı öyküleriyle yeni bir dile dönüştürüyor ve bizlere sunuyor. Ömür İklim Demir’in birbirinden güzel öykülerden oluşan “Muhtelif Evhamlar Kitabı” adlı eserini okumanızı tavsiye ederim.
Muhtelif Evhamlar Kitabı, Ömür İklim Demir, YKY, Ekim, 2019, İstanbul.