Neden Livaneli Okunmalı?
Livaneli; bir kültür karnavalı ve sınırsızlık ikliminde yazınsal lunapark!
Yalnızca toplum, bir fikrin değerli ya da yeni olduğunu belirleyebilir. Disiplinlerarası kesişim noktaları, dünyayı sarsacak kadar etkili ve yeni bir fikir patlaması için en uygun yer olmaktadır. Kesişim noktalarının gücünün farkında olan bireyler, kurumlar ya da ekipler, bir alandaki fikirlerini, bir diğer alanın görüşüyle birleştirirler. Tam da bu noktada, farklı ve yeni fikirlerin patlaması gerçekleşir. 21.yüzyıl Türk edebiyatının yaşadıkları ve yazdıkları ile çok boyutlu yansıtıcısı olan Zülfü Livaneli, benliğinde yer alan duyarlılığı ve estetik anlayışını sanatı ile var eder. Birey olarak algıladığı ve içinde erittiği müzisyen siyasetçi, yazar kimliğini özgün yaratıcılıkla eserlerinde somutlaştırır. Zülfü Livaneli, bulunduğu her ortamda, kültürlerarası ve farklı disiplinlerdeki ilişkileri vurgular. Eserlerinde de bu ilişkilerin oluşturduğu bir panaromayı sergiler.
Livaneli; insanı insana insanın iklimi ile anlatır!
Zülfü Livaneli eserleri; döneminin siyasi, kültürel ağları içinde sanat barındıran bütün faaliyetlerinin göstergesi niteliğindedir. Varlık olarak bireyi, var olma ve yok olma arasındaki düzlemde anlatılarına konu edinir. Disiplinlerarası kurmuş olduğu köprüler sanatının bütün renkli köşelerini gösterir. Anlatılarda birey yaşamını ve yaşanılan çağın meselelerini sorgulayan sanatkâr, eserlerinde insanın sorunları ile beraber yaşama sevinci veren umudu da içinde barındırır.
Livaneli; insanları/karakterleri!
Kardeş, yazar, akademisyen, Doğu’da Meryem, Batı’da Leyla, Roksana, İsveç’te mülteci, bir otelde garson, otelde zengin, adada siyasetçi ve daha nicesi kendi toprağından yolu geçen herkesin hikâyesi. Zülfü Livaneli eserlerinde kişiler kendileri ve dünya ile yüzleşirken yenik çıkan ya da galip gelen anlatı kişileri olayın akışına kapılıp giderler. Kişilerin edimleri itkisel ya da fark edişsel boyutun dışına çıksa da alışılmış düzenin içinde değiştirilemezler. Bu değişmezlik kişileri yozlaştırır, apolitikleştirir, sorunların kaosunda sorumsuzlaştırır.
Livaneli; hayvan hakları savunucusudur! İnsanın doğası eserlerinin merkezi ise aynı düzlemde gezegenin diğer canlıları hayvanlar da eserlerinin kurgusunda yer alır. Son Ada romanında martı, isminden anlaşılacağı üzere Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm eserlerinde insanın en gerçek müşahidi hayvanlardır.
Livaneli okudukça! Dünya düzenin insanı Araf’ta bıraktığına yaşamaya ya da ölmeye izin vermediğini göreceksiniz. Arada olmak Araf’ta olmak. Zülfü Livaneli “Bu emekçiler, Almanya’da nasıl yabancı ise, Türkiye’de de “Almancı” olarak niteleniyor ve iki toplumu da temsil etmeyen bir kategori olarak algılanıyorlar” cümlesiyle Araf’ta kalma durumunu bunun gibi nice örnekte somutlaştırır.
Orta Zekâlı ne demek? Zülfü Livaneli’nin 1991 yılında yayımladığı Orta Zekalılar Cenneti adlı denemesi, bilgili olmaktan çok uyumlu ve kurnaz olup toplumda saygın bir yer edinen orta zekalı kişilerin özelliklerini anlatır. Bu gruptakiler için Türkiye’den ve dünyadan örnekler verir. Orta zekâlı olarak adlandırdığı bu kişiler, kendi aralarında dayanışmalar kurarak, yetenekli insanı işlevsiz hale getirip kendilerinden olanı odak noktasına yerleştirirler. İnsanlar, hiçbir yapıt üretmeden boşa bir yaşam geçirirler ve yeni yaratılara imza atanları sevmezler.
Diktatör müsün palyaço musun? Dünya sahnesinde hangisisin? Zülfü Livaneli, Diktatör ile Palyaço (1992) adlı yapıtında, Türkiye ve dünyadaki diktatörleri mercek altına alır, aralarındaki benzerlikleri ve farklılıkları vurgular. Ancak, hepsinin sonu da aynıdır: “Kimsenin saygıyla anmadığı bir biçimde, bir köşede unutulan bir emekli olarak çevreyi izleyerek ömürlerini tamamlamak. Genelden özele bir çıkarım yaptığınızda siz hangisisiniz?
Neyin mücadelesi sosyalist, emperyalist, sorguladınız mı? Zülfü Livaneli’nin 1994 yılında yayımladığı Sosyalizm Öldü Mü? Adlı denemesi, köşe yazılarının derlendiği bir yapıtıdır. Kültürün, refahın ve katılımcılığın artırılması olan sosyalizm, insan haklarının yok sayıldığı, sömürünün süregeldiği, kültürün yozlaştırıldığı her dönemde varlığını sürdürür. “Eğer sosyalizm, parti ileri gelenlerinin hiyerarşik bir üstünlükle bütün değerleri sömürdüğü ve halkın parti yararına ezildiği bir kaba devletçiliğin adı olsaydı, ölmüş sayılabilirdi” der.
Livaneli; uzun yaşamın sırrı! Sanat ile hayatın merkezinde bir kısalık ya da uzunluk alışverişi içinde değildir. Hayatının kısa olduğunu düşünen insana sanat uzun diye cevap verir. Aşk Egoyu Yener, Deryadan Habersiz Mahiler, Barış Çığlığı, Kar Altında, Çocuk Ustalığı, Daüssıla, Sadelik ve İhtişam başlıklarında kendi oluşun izlerini okuruna aktarır.
Mutluluk neydi? -Edebiyattı. Zülfü Livaneli’nin Edebiyat Mutluluktuır yapıtı, edebiyat üzerine çeşitlemelerin yer aldığı bir deneme-eleştiri kitabıdır. Edebiyatın insan yaşamındaki önemi, yayıncılık sorunları, edebiyatın anıt kitapları, yazım teknik ve üslupları, savaş edebiyatı, edebiyatın diğer sanat dallarıyla ilişkisi, edebiyat-sinema ve müzik bağlantısı, şiir ve müzik ilişkisi, deneme türü, çeviri, edebi kıskançlık, edebiyat ve demir parmaklıklar, edebiyat ve amfora’nın simgesi @ işareti, muhafazakar sanat, edebiyat ve sol, edebiyatta diktatörler, edebiyatta hayvan teması, edebiyatçıların intiharları, Nazım Hikmet, anılar, romanda gerçek ve kurgu, romandaki sayfa sayısı, şiirle düşünen toplum, yaşlılık, edebiyatta burjuvazi, dil, etik ve ahlak, Yaşar Kemal (gibi başlıkları içeren eserde sanatkârın edebiyat üzerine düşünceleri bir araya getirir. Okurken yazar gibi düşünmekten öte kendi düşüncenizi sorgulayabilirsiniz.
Huzursuz-sunuz! Livaneli coğrafyanın kader olduğu zamanların insanlarını anlatır. Mutluluk’ta Meryem ile geç(me)miş Türkiye’yi, Huzursuzluk’ta İbrahim’den Hüseyin’in hayat hikâyesini ve şahit olduğu hikâyeleri anlatır. Yazar huzursuzdur, coğrafyanın huzursuzluğunun insanın iç dünyasının rengine eşittir.
Livaneli; Dost! Yaşar Kemal’e dokumak isterseniz Livaneli’nin de cümlelerine denk gelmelisiniz. 44 yıl, türkülerde, yazıda, zamanın anlarında buluşan bir çift ses, bireyin devam etme sebebidir yoldaş olmak.
Livaneli okumak kendine aynayla bakmak! Siz devam ederken görmediğiniz farkında olmadığınız insanların hayat hikâyesine dokunmak gibi. Başka bir ülkede kendinizi sorgularken kendi ülkenizde size yabancı bir mekânda (otelde) her masada ayrı bir karakterin hikâyesine dokunarak kadim şehrin (İstanbul-Konstantiniyye) gölgesinde dünyayı izlemek gibi.
Karşılaşmak! Hayatınıza sevdalım diye seslenip bütün gerçekliğini anlatmak isterseniz her şeye rağmen devam edip yaşamaya çalışırsanız, durmadan, bıkmadan oku/dinle/yaz ikliminizde bir ezgide bir cümlede Livaneli’ye denk gelirsiniz.
Memleket pasaportları! Mülteci pasaportundan Dünya barış elçisi pasaportuna giden bir denklemde, eleştirilmek, hedef gösterilmek ama farkında olarak devam etmek için yazdı. Okunmalıdır eleştirmek, bilmek ve farkında olmak için.
Yazar! Türk edebiyatının popülist ama anlattıklarıyla geleneğe değinmeden geçmeyen bir yazar olarak okunmalıdır Livaneli.
Siyaset, müzik, psikoloji, birikim, teori, eklektik bir düzen içinde bireyin çoğullaşmasının temsilidir. Dünyanın düzeni içinde milyonlarca renge sahip olmak isteyen niteliksel genç ruhun durağı olmalıdır.
Tanışmalısınız! 30 aşkın anlatı, sayısız köşe yazısı, milyonların bildiği besteler, sözler… Sevmeyebilirsiniz ama Livaneli yaşıyor ve devam ediyor tanışmalısınız.
Livaneli okunmalıdır! Çünkü geçmiş ve gelecek arasında sıkışmış yaşantıların fotoğrafik anlatımını taşır. Eserlerinde çok katmanlı kültürel bir hafıza yer alır. Sadece kurgusal metinlerde değil deneme, sinema, tiyatro, müzik sanatın eklektik canlı örneğidir. Gelişim e değişim aynı zamanda devam ediş Livaneli’nin eserlerinden hareketle kendi yaşam öyküsünün panoramasını sergiler.
Ve Zülfü Livaneli; yıllar boyunca biriktirdiği bilgiler, karşılaştığı gerçeklikler tanık olduğu durumlar arasında ilgiler kurarak çeşitli meseleler üzerinde düşünür. Düşünme ve paylaşma uğraşında sanatkârın geldiği noktayı yansıtan odaklanmış yazılar ortaya çıkar. Çünkü düşünme ve paylaşma işi bir aşamadan sonra eleme uğraşına dönüşür. Sanatkâr eleme evresinde yapıtlarını kitlesiyle buluşturur. Kitlesiyle buluşma Zülfü Livaneli’de çok boyutludur. Sanatkârın çok boyutluluğu her bir yapıtını üretirken dünyaya baktığı açıdan temaları farklı yönleriyle işlemesinden kaynaklanır. Sanatkârın en büyük direnişi bu sebeple Marcuse’un tanımladığı ‘tek boyutlu insan’ a karşı olur. Her zaman kitle iletişim araçlarının türlü yöntemlerle yapılan manipülasyonlarının etkisinden sıyrılmak, kendi beyniyle düşünebilen ve doğru bildiğini yapabilen bir insan olmak yolunda yürür.