Karameşe’den Mistik Bir Roman: Otuz Yedi
Yeni Hayali Sinema Filmi
Sezin Karameşe aklında yeni fikirler, hikâyeler, senaryolar uçuşan ve parapsikolojiyle ilgilenen genç bir Youtuber. Bundan kısa bir süre önce takipçilerine büyük bir sürpriz yaparak ilk romanı Otuz Yedi’yi tanıttı. Roman yazma hayalini gerçekleştiren Karameşe, “Bir sonraki hayalim yazdıklarımı sinema filmi olarak görmek” diyor.
Çocukluğundan beri yazarlık hayalleri kuran, daha sekiz yaşında resimli hikâyeler oluşturup ortaokulda yazdığı piyeslerle öne çıkarken lisede kaleme aldığı romanı sadece annesi ve edebiyat öğretmeni ile paylaşmayı tercih eden ünlü Youtuber Sezin Karameşe geçtiğimiz günlerde hayallerine kavuştu. Çiçeği burnunda yazarın İnkılâp Kitabevi tarafından yayımlanan ilk romanı Otuz Yedi raflardaki yerini aldı ve kısa sürede azımsanamayacak satış rakamlarına ulaştı.
Karameşe ile İnkılâp Kitabevi etiketiyle okurun beğenisine sunulan ve oldukça ilgi gören mistik romanı Otuz Yedi hakkında konuştuk…
Ezgi Hotalak: Roman yazmak çoğu zaman hayallerde kalır, “Anlatsam roman olur…”dan öteye gidemez. Zira ciddi bir disiplin işidir. Sizin bu hayaliniz nasıl başladı?
Sezin Karameşe: Klasik bir cevap ama aslında benim de yazmaya ilgim küçüklüğümde başladı. İlkokuldayken resimli küçük hikâyeler yazmaya çalışıyordum, ortaokulda, lisede senaryolar, skeçler, kitap denemeleri yazmaya devam ettim. Üniversitede okul yoğunluğu yüzünden ufak bir ara oldu ama ilgim hiç azalmadı. Seçmeli olarak İletişim Fakültesinden senaryo yazma, film tarihi, video prodüksiyonu gibi dersler aldım. Aklıma güzel bir kurgu fikri geldiğinde onu geliştirip yazma isteğimi bastıramıyorum. Bu da beni hikâyenin sonunu görene kadar disiplinli çalışmaya itiyor.
Ezgi Hotalak: İnkılâp Kitabevi ile ilişkiniz nasıl oldu? Yüksek takipçi kitlesine sahip olduğunuz için romanınızı yayımlamaları daha mı kolay oldu?
Sezin Karameşe: Ben YouTube kanalımda bir videomda daha önce yazdığım bir kitap denemesinden bahsediyordum. Sanırım oradan görmüş olacaklar, önce başka bir yayınevi bana teklifte bulundu. Daha sonra kitap çıkarmış bir arkadaşıma bu konu hakkında danıştım ve biraz da onun sayesinde İnkılâp Kitabevi’yle tanıştık. Tanışmamızda takipçi kitlemin etkisi olmadığını söyleyemem fakat sadece takipçi sayım için beğenmedikleri bir romanı basacak bir yayınevi değil İnkılâp. Beğenirlerse onaylayacaklarına, beğenmezlerse olmayacağına kendimi hazırlamıştım. En sonunda okuyup değerlendirip onay verdiklerinde kitabım basım aşamasına geçti.
Ezgi Hotalak: Otuz Yedi beklenmedik bir roman, sır dolu ve tahmin edilmesi güç… Büyük bir hayal gücü gerektiriyor. Bu motivasyonu nasıl buldunuz? Etkilendiğiniz romanlar, filmler hatta belki rüyalar olmuştur…
Sezin Karameşe: Küçüklüğümden beri kendimle ilgili belki de en güvendiğim şey hayal gücüm. Duyduğum en ufak bir fikir bir film senaryosu gibi başından sonuna kafamda hızlıca canlanıyor. Hem ilgim bu yönde hem de sanırım kafam bu şekilde çalışıyor. Birçok roman ve filmden etkilendim tabii. Özellikle filmler. Beklenmedik sonla biten bilim kurgu filmlerine bayılıyorum. Bu tarz izlemediğim film kalmasın diye uğraşıyor gibiyim.
Ezgi Hotalak: Sezin Karameşe aslında birçok kişi tarafından tanınıyor. Sizi takip edenlere uzun süredir 1 Nisan’da bir şey açıklayacağınızı söylüyordunuz. O gün geldiğinde elinizde romanınızla videonuzu yayınladınız. Bu takipçileriniz için bir sürpriz oldu mu? Sizden böyle bir şey bekliyorlar mıydı?
Sezin Karameşe: Bir kısmına çok büyük bir sürpriz oldu bir kısmına hiç olmadı. Beni daha sıkı takip eden kitle, daha önce yazmayı sevdiğimi söylediğim videoları bildiği için böyle bir haber beklediklerini söylediler. Şok olan kısım da az değil çünkü onlar bambaşka bir şey bekliyordu. Ama beklediğim şok etkisini ve istediğim heyecanı katbekat aldığımı rahatlıkla söyleyebilirim.
Ezgi Hotalak: YouTube kanalınızda lisedeyken çıkardığınız okul dergisinde Zülfü Livaneli’yle bir röportaj yaptığınızı ve ona olan hayranlığınızı dile getirdiniz. Şimdi o hayranı olduğunuz yazarla aynı yayınevinden kitabınız yayımlandı. Sizin için bunun anlamı nedir?
Sezin Karameşe: Başıma gelen en özel olaylardan biri olduğuna inanıyorum. Zülfü Livaneli’nin romanlarını çok okurdum, o yüzden de röportajına gitmiştik. O zamanlar aklımın ucuna dahi gelmezdi onunla aynı yayınevinden kitap çıkartacağım. Kendi hakkımda gururlandığım çok özel bir hikâye oldu benim için.
Ezgi Hotalak: Yazmaya devam edecek misiniz? Yoksa hayal listenizdeki “kitap yazmak” satırının üzerine bir çizik attığınız için mutlu musunuz? Diğer hayalleriniz neler?
Ezgi Hotalak: Bir youtuber daha kitap yazmış eleştirisiyle karşılaştınız mı? Böyle bir eleştiri gelse yanıtınız ne olur?
Sezin Karameşe: Bu, beklediğim türden bir eleştiriydi ama beni şaşırtan bir şekilde bu tarz bir yorum çok az gördüm. Hatta neredeyse hiç. “Normalde fenomenlerin kitap çıkarmalarına, film çıkarmalarına karşıyım ama sana çok güveniyorum” tarzı yorumları belki onlarca kez gördüm. Böyle bir eleştiri gelse de şaşırmam çünkü dışardan bakıldığında sadece maddi kazanç elde etmek için yapılmış gibi duran işler var, öyle olmasa bile. Ben maddi kazanç elde etmek istesem ve sadece kitlemi kullanarak bir işe kalkışacak olsam, bu iş kitap olmazdı. Kitap yazmak çok riskli ve çok hızlı tepki alınacak bir girişim. Eğer iyi bir kitap yazdığımı düşünmesem bu riski asla almam, sadece ben değil başta İnkılâp Kitabevi almaz. Öyle düşünenler elbette olacaktır ama bir şans verip Otuz Yedi’yi okumalarını çok isterim.