1-Ercan Kesal, çok yönlü bir insan. Her şeyden önce bir hekim. Yazar-senarist-oyuncu-yönetmen. Uzun yıllar yaptığı hekimlik mesleği sırasında edindiği tecrübeler ve aldığı Uygulamalı Psikoloji ve Sosyal Antropoloji eğitimleri, Ercan Kesal’ın yaptığı her işte hissediliyor. Yazdığı yazılarda ve senaryolarda, oyunculuğunda ve bize anlattığı tüm o güzel hikayelerde.
2-Ercan Kesal çok üretken bir insan. Yazdığı senaryolar: Biz Zamanlar Anadolu’da ve Üç Maymun filmlerinin senaryosunu Nuri Bilge Ceylan, Ercan Kesal ve Ebru Ceylan birlikte kaleme almışlar. Mahmut Fazıl Coşkun’un Anons’unda (2018) senaryoya yönetmenle birlikte imza atan Kesal, Nasipse Adayız’da senaryo ve başrolün yanı sıra yönetmenliği de kendi üstleniyor.
Kitaplarının isimleri: Peri Gazozu, Kendi Işığında Yanan Adam-Tanıdığım Metin Erksan, Aslında, Bozkırda Bir Gece Yarısı, Cin Aynası, Zamanın İzinden, Evvel Zaman, Velhasıl, Nasipse Adayız.
3- Peri Gazozu, Ercan Kesal’in yazdığı ilk kitap. Benim de okuduğum ilk Ercan Kesal kitabı. Ercan Kesal’ın büyük ölçüde Radikal’deki yazılarından derlediği kitabı, İletişim Yayınları’ndan çıktı. Ercan Kesal, bu kitapta çocukluğundan, okuduğu ilk kitaplardan, ailesinden, hekimlik yaptığı yıllardaki mecburi hizmet günlerinden, kara saçlı zeytin gözlü isimsiz kızdan, babasının sattığı Peri Gazozu markasından bahseder. Bu arada gazozun adının peri bacalarından geldiğini öğreniriz. Bazen tebessüm ettiren, çokça hüzünlendiren bir kitap Peri Gazozu. Benim de en sevdiğim Ercan Kesal kitabı. Belki de ilk okuduğum Ercan Kesal kitabı olduğu için torpil geçiyorumdur.
4- Zamanın İzinden kitabında, Enis Rıza’nın seçtiği fotoğraflara Ercan Kesal’ın yazdığı hikayeleri okuyoruz. Meşrutiyet yıllarından başlayan kitap, okur sayfaları ilerlettikçe günümüze doğru yaklaşan bir insanlık tarihini gösteriyor bizlere. Ercan Kesal’ın fotoğraflar üzerinden anlattığı hikayeler hem insani açıdan etkileyici hem de tarihi bir araştırma için oldukça doyurucu bir arşiv niteliğinde. Ayrıntı Yayınları’nın 1000. kitabı olarak çok özel bir şekilde hazırlanan bu kitabı, okumanızı kesinlikle tavsiye ederim.
5- Evvel Zaman bir sinema güncesi. Ercan Kesal, bu kitapta bizlere Nuri Bilge Ceylan’ın yönettiği, 2011’de Cannes Film Festivali Jüri Büyük Ödülü’nü kazanan Bir Zamanlar Anadolu’da filminin doğuş hikayesini anlatmış. Ercan Kesal bir röportajında bu kitabı antropologların: “Günlük denen şey, üzerinde uyunmadan yazılmalıdır.” kuralına uyarak yazdığını söyler. Günü gününe yazmanın, yazarken ayrıntıları unutmamak adına çok önemli olduğundan bahseder. Hem sinema öğrencilerine hem de sinema izleyicilerine hitap eden bir kitap olmuş Evvel Zaman. Kitabı okuduktan sonra filmi yeniden izleyince her şeye çok daha farklı bir açıdan bakıyor insan. Ercan Kesal kitapta; dış çekimlerin zorluklarından, senaryonun film çekimleri sırasındaki değişiminden, diyalogların inandırıcılığını arttırmak için defalarca yazılmasından, oyuncu seçimine kadar her şeyi büyük bir açık yüreklilikle anlatmış bizlere. Kendi adıma zaten sevdiğim bir filmi, şimdi daha çok sevdiğimi fark ettim. Kitabın en güzel yanlarından biri de film dışında aynı zamanda kendi yaşamına dair yazdığı anıları da barındırıyor olması. Bence bu anılar da kitabın sohbet havasında okunmasında büyük katkıları olan kısımlar.
6- Nasipse Adayız, belediye seçimlerinde bir doktorun, biraz da çevresinin gazıyla girdiği aday adaylığı sürecinde yaşadıklarını anlatan bir kitap. Nasipse Adayız kitabı, yine aynı isimle bir sinema filmi olarak da çok yakında izleyebileceğiz. Ercan Kesal’ın yönetmen olarak imza attığı ilk filmi. Yakın zamanda Nasipse Adayız filminin de Bir Zamanlar Anadolu’da filmi gibi bir güncesini yayımlanacak. Ercan Kesal yazıp yönettiği Nasipse Adayız filminde aynı zamanda başrolde de oynuyor. 49. Rotterdam Film Festivali’nde, dünya prömiyeri yapılan filmi, kendi adıma izlemek için merakla bekliyorum.
7- Ercan Kesal’ın Aslında kitabı, sinemadaki kaynak ihtiyacını karşılayan bir kitap.
Ne yazık ki sinema pratiği yapan insanların, (yönetmenlerin, senaristlerin) filmin yapımı esnasında yaşadıklarıyla ilgili çok fazla kaynak yok. “Aslında…” bu ihtiyacı karşılayan bir kitap olmuş. Bu kitap, edebiyat ve sinemayla uğraşmak isteyenler için bir kılavuz niteliğinde. Aynı zamanda Evvel Zaman da bu amaca hizmet eden bir kitap. Bu kitaplar sinema seyircisi için de okunabilecek kitaplar. Seyirci olarak hem yazı dili okurken zorlamıyor hem de sevdiğiniz bir filmin mutfak kısmını yani yapım aşamasını da okumuş oluyorsunuz.
8- Bozkırda Bir Gece Yarısı kitabında Ercan Kesal hekimlik yaptığı yıllarda başından geçen bir olayı, adeta bir sinema tadında okuyucuyla paylaşıyor. Behnan Shabbir ise yaşanan bu olayı sanki kendi yaşamışçasına mükemmel bir şekilde resmediyor. Böylece sadece bir gece süren bu olay, okuyucunun zihninde bütün hatlarıyla kazınıyor. Okur olarak bir kitap okumamışız da o gece Ercan abimizle o köye gidip bizzat o olaya şahit olmuşuz gibi bitiriyoruz kitabı.
9- Kendi Işığında Yanan Adam-Tanıdığım Metin Erksan kitabında, Ercan Kesal uzun yıllar süren bir dostluğu anlatıyor. Metin Erksan’la olan dostluğunu. Ercan Kesal, Metin Erksan için “Abim, dostum, yad ellerde babam, arkadaşım, şahidim, hastam, hocam ve ustamdı.” diyor. Sevmek Zamanı ve Susuz Yaz gibi filmlerin yönetmeni olarak tanıdığımız Metin Erksan’ı bu kitap sayesinde insani yönleriyle de tanımış oluyoruz. Mesela ben Metin Erksan’ın camileriyle ve Boğaz Köprüsü’yle İstanbul için bir simge çalıştığını bu kitaptan öğrendim. Mimar Sinan Üniversitesi’nin koridorlarının hangi heykellerle donatılması gerektiğine kafa yormasını da…Kitabın sonunda Ercan Kesal’ın Metin Erksan’la Sevmek Zamanı filmiyle ilgili yaptığı bir mülakat da yer alıyor.
10- Velhasıl kitabında beni en çok etkileyen yazı, Ercan Kesal’ın Andrey Tarkovski’yle yapmış olduğu hayali röportaj. Bu röportajı yapma fikrini Ercan Kesal şu şekilde anlatıyor: “Benim için, bir yönetmen olmanın ötesinde, düşünür ve felsefeci olan Tarkovski’yle yaşarken karşılaşma şansın olsaydı eğer, bu soruları sorardım. Ama hiç olmazsa cevaplarını, Mühürlenmiş Zaman, Şiirsel Sinema (J. Gianvito) Zaman Zaman İçinde kitaplarından ve yayımlanmış diğer söyleşilerinden biliyordum. Onları alıntılayarak, pekâlâ bir kurmacaya yerleştirebilirdim. Öyle yaptım ben de!..”
11- Son olarak benim için Ercan Kesal, ne iş yaparsa yapsın o işi hakkıyla yapan bir insan. Hekimlik yaptığı yıllarda maddi durumu iyi olmayan hastaların ameliyatlarının ücretsiz yapılmasını sağlayan güzel kalpli bir adam.