2021 yılında Alakarga Yayınları’ndan çıkan ‘Sonra Hayat’, Onur Çalı’nın ilk deneme kitabı. Yayımlanmış dört öykü kitabı olan Çalı’nın, bir deneme kitabıyla okurların karşısına çıkması doğrusunu söylemek gerekirse beni hiç şaşırtmadı. Hatta biraz geç kalmış bir kitap olarak gördüm. Çünkü 2015’den beri Parşömen’de yayınlanan ‘Dünlük’ başlıklı denemelerinin sıkı bir takipçisiyim. Çalı’nın, ‘Sonra Hayat’ dosyasıyla 2020 Vedat Günyol Genç Deneme Yazarı Ödülü’nü kazanmış olması tahminimce deneme kitabının basılmasının önünü açtı. Edebiyat ödüllerinin tüm olumsuz yanları bir kenara bırakılırsa böylesi olumlu yanlarının da olduğu göz ardı edilemez.
Onur Çalı, kitapta yer alan ilk denemede Şilili yazar Alejandro Zambra’dan bir alıntı yapmış: “Okumak yüzünü kapamaktır. Yazmaksa yüzünü göstermek.” (syf. 9) Yazarlar roman, öykü gibi edebi türlerde kalem oynatırken, gerçek yüzlerini kurgu perdesinin arkasında gizleyebilir. Kurgu ile otobiyografik öğeler birbirine o kadar karışır ki, ikisini birbirinden ayırt etmek samanlıkta iğne aramaya benzer. Ancak deneme öyle benzersiz bir türdür ki, okurla yazar sanki yüz yüzeymiş gibidir. Çalı’nın denemelerini okurken beğendiğim öykülerin yazarını daha yakından tanıma şansına eriştiğimi hissettim.
Sıkı bir öykü yazarı olan Onur Çalı’nın denemelerinde öykücülükten, yazarlıktan bahsetmemesi imkânsız değil mi? ‘Oyuna Devam’ yazısında şunları dile getiriyor: “Aslında yazmayınca değil, yazdıklarımızı yayımlatamayınca, okura ulaşamayınca deli oluruz.” (syf. 66) Yazma illetine bulaşmış tüm insanlar aynı dertten muzdarip. Cebi dolu, arkası sağlam veya oldukça şanslı bir avuç yazarı dışarıda bırakalım; yazıp çizen insanların çoğunun en büyük sorunu yazmak değil yazdıklarını yayımlatmak ve sonrasında okura ulaştırmaktır. Yazmak çok keyiflidir, ancak yayımlatmak bir o kadar keyifsiz.
Aynı yazıda Çalı, edebiyatçılardan bahsederken şunları ekler: “Oyun oynamayı sever, oynadığı oyunları diğerleri de görsün, onlar da oynasın, onlar da keyif alsın ister.” Öykü, roman, şiir, deneme sonuçta okurlar için yazılır. Her metin bir oyuna davettir. Edebiyatçı kurduğu oyunun birçok kişi tarafından keyifle oynandığına şahit oldukça mutlu olur; tam aksine oynadığı oyunda yalnız kaldıkça umutsuzluğa kapılır.
Onur Çalı, öykü ve denemeleriyle okuru kaliteli oyunlara çağırıyor. Davete icabet etmek gerekir, değil mi?